Hazal Kaya ve Fazla Kiloları

0
1838

Bugün magazin basınında yer alan bir Hazal Kaya haberi gündeme düştü ve trend topiklerde yerini aldı. Çok genç yaşlarından beri tanıdığımız ve hayatımıza aldığımız “Feriha”, kilo aldığı dönemlerde gözden düştüğünü, kapak fotoğrafı için çağırıldığı halde kilo aldığı görülünce iç sayfalarda ancak yer alabildiğini, dizi sektörünün kilolu kadınlara başrol vermediğini anlatmış. Allah başka keder vermesin de diyemeyiz, sonuçta bu sektörden ekmek yiyen insanlar var. Eğer yüz olarak güzel değilseniz ve fiziken de ideal ölçüleriniz yoksa ya bu sektörde iş bulamıyorsunuz, ya da klişeleşmiş bazı karakter rollerinde oynayabiliyorsunuz.

Ne yazık ki Hazal Kaya haklı. Üstelik kendisi televizyon ve sinema sektöründe olduğu için orada koşullar daha da sert. Görsellik her şeyden önemli. Kimi zaman kilolu olarak alışılan bir oyuncu fazla zayıfladığında bile rol alamayabiliyor. Fakat gündelik hayatta da durum pek farklı değil. Yapılan araştırmalar fiziken güzel, uzun boylu ve ideal ölçülere yakın insanlara gözlemcilerin pek çok sıfat yüklediklerini ortaya koyuyor. Örneğin bu tür kişilerin diğerlerine göre daha zeki, daha akıllı, daha başarılı, daha nazik, dürüst, açık, özel hayatlarında da daha başarılı ve mutlu anne/baba ya da eş oldukları değerlendiriliyor. Hem de hiçbir başka sebep yokken.

Buna Hale (Halo) Etkisi adı veriliyor. Bu teoriye göre bir kişi hakkındaki olumlu izlenimler, onun diğer özelliklerine de atfedilir. Bu elbette bilişsel bir önyargıdır. Ama hayatın tam da gerçeğidir.

İki aylık bebekler üzerinde yapılan araştırmalar bile, bu bebeklerin çekici kadınlara daha fazla baktıklarını ortaya koyuyor.

Hal böyle olunca Hazal için de yapacak pek bir şey görünmüyor. Ya Deniz Pulaş gibi her şeyi geride bırakarak bir sahil kasabasında çocuk yetiştirecek, ya da sektörün standartlarına kendisini dönüştürecektir. Durum sadece oyuncular ya da mankenlerle de sınırlı değildir. Toplum üzerinde uzlaştığı standartlardan artı ya da eksi bir şekilde uzaklaşan herkesi baskı altına almaya çalışır. Karşılaşmalarda her iki şekliyle de rahatsız edici bir sorudur “Ooo, ne kadar zayıflamışsın” ya da “Abi çok kilo almışsın ya”. Bu o kadar rahatsız edicidir ki, buna kafayı takan genç ya da ergenleri hasta edebileceği gibi (blumia örneğin), ileri yaşlarda da takıntı haline gelebilir. Çocuklar özellikle akranlarına karşı bu konuda çok acımasız olabilirler. Öyle ya da böyle toplum sizi bir çizgiye getirir.

Herkesin kendi standartlarını bulabildiği ve balıketi oyuncuların da sektörde yer aldığı günlere ulaşmayı dilerim.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz